Jineoloji ve Tarih

Jineoloji ile tarihe bakmak ve tarihi kadınların tanımladığı değerlerle düzenlemek tarihin yaşamla, toplumla, doğayla olan bağlantısını çok güçlü bir şekilde kurar. Yine jineolojik bir bakış, şimdide süren tarihi onun bir parçası olan değerleri, direnme kültürlerini, dilleri, ahlakları, kültleri, masalları ve daha nicesinin şimdiye nasıl aktığını anlatır. Bu nedenle jineoloji tarihi sıkı belirlenmiş bir olgu olmaktan ziyade anda bir oluş, bir zaman, bir mekan, bir hafıza olarak ele alır.

Jineoloji Öcalan’ın ‘uygarlık tarihi aynı zamanda kadının kaybedişi ve kayboluşudur’ tespitine dayanarak resmi tarihin dışladığı kadını, kültürleri, toplumsal kurumlaşmaları ve birimleri tarihin gerçek özneleri olarak ele alır.

Jineolojinin yaşamın içinden, iktidarların değil kültürel ve toplumsal tüm değerlerin biriktiği, ikilemleri birbirini tamamlama temelinde ele aldığı bütünlüklü ve şimdide devam eden bir tarih anlayışı bulunmaktadır.

Tarihte kadın direnişlerini açığa çıkartmak kadar, bir birikim üzerinden kendini örgütleyen ve süreklileştiren iktidara karşı demokratik uygarlık güçlerinin tüm değerlerini açığa çıkartma arayışını sürdürür.

Bu temelde uygarlık tarihi boyunca büyük bir anlam yitimi yaşayan kadının hakikatine ulaşmak, jineolojinin en temel görevlerinden biridir. Bu yöntem kadının karanlıkta kalan değerlerini gün yüzüne çıkardığı gibi kadını var olan tarihe eklemekten ziyade, kadın bakış açısıyla tarihin yeniden yazımını sağlar.

Bunları da beğenebilirsin